Thomas Jefferson’ı çoğumuz Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucu babalarından biri olarak tanırız. Ama bu konu özelinde Jefferson, Amerikan gastronomisinin kökenlerini değiştiren bir öneme sahip. Amerikalıların en sevdiği ve “güvenilir” yemeği olarak bellediği mac and cheese’i bu topraklara kazandıran kişi Jefferson’ın ta kendisi!
Thomas Jefferson, 1785’ten 1789’a kadar Fransa’da diplomatik görev aldı. Tarihler 1787’yi gösterirken, Jefferson Amerikan gastronomisini değiştirecek şu cümleyi İtalya gezisi sırasında not düştü:
“İtalya’daki en iyi makarna, Napoli’deki Semola adı verilen özel bir un türüyle yapılır: Ancak hemen hemen her dükkanda farklı bir un türü kullanılır; çünkü unun kaliteli olması ve çok ince öğütülmemiş olması koşuluyla, her zaman çok iyi sonuç alınır.”
Bu not ince elenip sık dokunan bir araştırmanın ürünüydü. Çünkü Jefferson sadece makarnanın en iyi tarifini değil; aynı zamanda makarna yapma makinesini de anlamaya çalışıyordu. Ortaya kendi el yazısı ve çizimleriyle şöyle şablonlar çıktı:
Şubat 1789’da Thomas Jefferson’ın isteği üzerine bu makarna makinesi, Amerika’ya gönderildi. Bu sürede onun da Avrupa’daki görevi bitmiş, tekrar Amerika’ya geri dönmüştü. Bu geri dönüşle birlikte Jefferson koca bir kıtanın damak tadını değiştirmek üzereydi.
Öncelikle Jefferson, kendi aşçılarını Fransız mutfağının inceliklerini öğrenmeleri için eğitime gönderdi. Ardından 1798’de Jefferson’ın o sırada yaşadığı Philadelphia’da ilk makarna fabrikası açıldı. Bu tarihin öncesinde makarna, Amerikalı zengin ailelerin Avrupa’dan temin ettiği bir çeşit lüks tüketim maddesiydi! Jefferson makarnayı o kadar çok seviyordu ki, Virginia’ya taşındığında, gıda dağıtımcısı Gordon, Trokes & Co’ya yazdığı bir dizi mektupta çok neşeli bir endişeye yer verdi: “Ya buradaki makarnalar bana yetmezse!”
Sadece bireysel hazzı için yemek yemiyordu elbette. Jefferson, Beyaz Saray’da düzenlediği davetlerde belki de insanların ona deli gözüyle bakacağı menüler hazırlattı. Jefferson’ın damak tadı, 1800’lerde yaşayan bir Amerikalıya nazaran çok gelişmiş ve yenilikçiydi. Avrupa’dan getirttiği şaraplar, daha önce görmedikleri yemekler… 1802’de verdiği bir davete katılanlardan biri şu notu düşmüştü:
1802: “Başkanın evinde yemek – …Akşam yemeği daha önce yediğimiz kadar elegant değildi. [Diğer yemeklere nazaran] Makarna denilen, zengin kabuğa sahip, trilyonlarca soğan ya da arpacık ile doldurulmuş, bir çeşit turta yedik. Tadı çok güçlüydü ve hoş değildi. Bay Lewis bana içinde başka hiçbir şey olmadığını söyledi; bu bir İtalyan yemeğiydi ve soğan gibi görünen şey, özellikle güçlü bir likörle karıştırılmış un ve tereyağından yapılmıştı.”
Tabii ki iddiaların tam tersine, Jefferson makarnayı ya da mac and cheese’i icat etmemişti. Ya da Amerika’ya bu yemeği tanıtan ilk kişi değildi. Onun bu konuda yetkisi yaygınlaşmasına öncü olmasıydı. Makarna makinesinin teknik detaylarından, hamurunda kullanılan unun semolina olmasına kadar dikkat etmesi, onun bu konuda ne kadar ince düşündüğünün bir göstergesidir. Peki Jefferson’ın yemek yazarı olduğunu biliyor muydunuz? İşte Jefferson’ın özel makarnasının tarifi:
Malzemeler:
- 6 yumurta (sarıları ve beyazlarıyla)
2 şarap bardağı süt
2 kilo un
Biraz tuz
Tarif:
- Bütün malzemeleri su koymadan iyice yoğurun.
- Merdane yardımıyla kağıt inceliğine gelinceye kadar açın.
- Küçük parçalar halinde kesin ve elinizle tekrar uzun şeritler halinde yuvarlayın.
- Ardından uygun uzunlukta kesin.
- Çeyrek saat ılık suya koyun ve ardından boşaltın.
- Sosunu ekleyin.
- Eğer çorba için yapılıyorsa ılık suya konmadan direkt çorbanın içine konulmalıdır.
Bu tariften sonra makarna Güney Amerika’da hızla popülerleşmeye başladı. Tabii hikaye burada bitmiyor. Anlaşıldığı üzere genlerinde makarna perileri bulunan Jefferson ailesi ısrarla mac and cheese’i Amerikan halkına sevdirmeyi kendilerine görev edindi…
1824’te Jefferson’ın kuzeni Mary Randolph tarafından yazılan ve 19. yüzyılın en etkili ve en sevilen yemek kitabı olan “The Virginia Housewife”ta mac and cheese için bir tarif bulunuyor. Randolph; makarna, peynir ve tereyağı olmak üzere üç malzemeyi bir araya getiriyor ve 400 derecelik bir fırında pişiriyor.
1914 ve 1919 yılları arasında yani I. Dünya Savaşı yıllarında ise Amerika’da artık makarna fabrikalarının sayısı ikiye çıkmıştı! Ama asıl yaygınlaşması 1937’de Büyük Buhran sırasında gerçekleşti.
Kraft Foods isimli firma, Büyük Buhran’ın kıtlık zamanlarında kutulu mac and cheese’i piyasaya sürdü. Şirketin reklam sloganı “dokuz dakikada dört kişilik yemek hazırla” başarı ile sonuçlandı. On dokuz sentlik bu ürün, bir yılda tam sekiz milyon adet sattı! Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte, Kraft’ın kutulu mac and cheese’i, rahatlığı, kolaylığı ve taze süt ürünleri kıtlığı sebebiyle popülerlik kazanmaya devam etti ve günümüzde Amerikan mutfağının ayrılmaz bir parçası haline dönüştü.
Yani anlayacağınız üzere mac and cheese’in de ana maddesi olan makarna, yoklukta olanın, darda kalanın, ucuza karnını doyurmak isteyenlerin yüzyıllardır kurtarıcısı!
Kaynaklar:
https://blogs.loc.gov/loc/2019/12/thomas-jefferson-a-man-of-the-pasta
https://www.mashed.com/428058/how-thomas-jefferson-helped-popularize-macaroni-pasta-in-the-us/
https://www.monticello.org/research-education/thomas-jefferson-encyclopedia/macaroni/
https://grubamericana.com/2012/09/06/mac-and-cheese-americas-favorite-comfort-food/